Soruyu soran: Elif_başaran | Tarih: 2007-03-12 | Okunma sayısı: 12661
Skolastik dönemin özellikleri 3 bölümde incelenebilir: rnrnBirinci dönemde (800-1200) “bileyim diye inanıyorum” anlayışı egemendir. Bu anlayış içinde kavramlar (idealar) nesnelerden önce gelir. Bu dönem Batı’da dinle felsefenin eklemlendiği görece kısır bir dönemdir. Bu dönemde felsefi ve bilimsel üretimin merkezi İslam ülkelerine kayar. Abbasiler döneminde Basra’da akıl ile inancı bir biri ile bağdaştırmaya çalışan bir okul (meşşailik) gelişir. Bu döneme damgasını vuran iki isim İbni-Sina ile İbni Rüşt’dür. Arap ülkelerinde bu dönemde tanık olunan zenginlik yalnızca felsefe ile de sınırlı değildir. Bu dönemde İslam dünyasında Astronomi, matematik, tıp, coğrafya gibi bilim dallarında olağanüstü bir gelişme yaşanmaktadır. İslam Ülkelerindeki bu gelişme sürerken Batı’da skolastiğin etkisi ile bilimsel ve düşünsel gelişmenin üstüne ölü toprağı serpilmiş gibidir. Batı kendisini Rönesans’a taşıyacak kaynağı, bu düşünsel, bilimsel gelişmeden alacaktır. rnrnSkolastiğin ikinci döneminde Batı’ İbni Rüşlt’ün kurduğu felsefi köprüden Aristoteles’i, Eski Yunan Felsefesini yeniden keşfedecektir. Bu köprünün kurulmasında Haçlı Seferleri’nin (10095-1270) çok önemli rolü olacaktır. Öte yandan bu dönemde feodalizm 11. yüzyıldan itibaren çözülmeye başlayacak, Burjuvazinin geleceğin belirleyicisi sınıf olarak tarih sahnesindeki yeri giderek belirginleşmeye başlayacaktır. Skolastiğin bu döneminin şiarı “İnanayım diye biliyorum.”dur. Aquinolu Thomas (1225-1274), dinin doğruları ile aklın (yani deneyin) doğrularının iki farklı bilgi kaynağı olduğunu ileri sürer.rnrnSkolastiğin üçüncü dönemi ise Ampirizm’e (deneyciliğe), Rönesans Felsefesine bir çeşit hazırlıktır. Bilinen ile bilinemeyen arasındaki ayrım artık açık bir biçimde ortaya çıkmıştır. Deney her türlü bilinin kaynağı olarak görülmeye başlanmıştır. Ancak, deney üstüne ise ancak inançla ulaşılabilir, düşüncesi korunacaktır. Skolastik düşünce aslında akıl ile dini uzlaştırma iddiası ile ortaya çıkmıştır. Ancak toplumsal değişim karşısında Hıristiyanlığın dogmalarına sıkı sıkıya bağlı kalışı ile din ile felsefe ve bilimin birbirinden kesinlikle ayrılmasına; deneyciliğin gelişmesine yol açmıştır
1 Elektronlar telin dış tarafından mı hareket eder? telin dış tarafından hare... 3781 defa okundu
2 Bilimsel çalışma yaparken nelere dikkat etmeliyiz? 8211 defa okundu
3 Açık öğretim kamu yönetimi okuyan birisi kaymakam olabilir mi? 5004 defa okundu
4 Köy muhtarı karayollarının izni olmadan kendi düşüncesi doğrultusunda yol y... 3296 defa okundu
9 Kaymakamdan sorumlu olan yöneticiler kimlerdir? 3555 defa okundu
13 Omurgalı ve omurgasız hayvanlar ne demektir? 7718 defa okundu
19 Coğrafya bilgilerine sahip olmanın insan hayatı üzerinde ki etkileri nelerdir? 3331 defa okundu